#90 - Tohumu ektiğin gün meyvesini yiyemezsin

Güzel insan iyi pazarlar!

Bu bültendeki maddeler;

1) Dinle - miret & tuğçe kurtiş - paloma (santi remix)
2) İzle / Dinle - capslock podcast'e konuk oldum
3) Oku - high output management - andrew grove
4) Yap - nadasa bırakabilirsin...
5) Düşün - tohumu ektiğin gün meyvesini yiyemezsin

Bu bültenlerden keyif alıyorsan, bir değer elde edebiliyorsan bültenden beslenebileceğini düşündüğün arkadaşlarınla da paylaşabilirsen çok sevinirim. Onlar da bültene kayıt olabilirler.

Keyifli okumalar, dinlemeler, izlemeler.

MIRET & TUĞÇE KURTIŞ - PALOMA (SANTI REMIX)

Bülten bu şarkı eşliğinde okuyabilirsin.

dinle.png

CAPS LOCK PODCAST

Girişimcilik yolculuğumun başlarında (2015-2018 arası) çok fazla konuşma yaptım.
O dönem 3 startup'ı aynı anda yürütmeye çalışıyordum.
Eğitim teknolojileri şirketi Lala
Sürdürülebilir moda markası Reflect
Yeni bir medya girişimi Ontrava

Hem 3 işe aynı anda koşturmaktan, hem de paylaşabildiğim her fırsatta "başarı"mı paylaşmaktan çok keyif alıyordum.

Zaman geçtikçe, işler yolunda gitmeyince, sayısız hata yapınca, kendimi, neyle mutlu olup olmadığımı anlamaya başladıkça olgunlaştım. Bu olgunlaşma sessizleşmeyi de beraberinde getirdi. Konuşmayı bıraktım.

O dönem çok havalı olduğunu düşündüğüm "başarılı seri girişimci" sıfatı benim içsel motivasyonla talip olduğum bir sıfat değildi.


İçime ve işime döndüm. Sadece Reflect Studio'ya odaklandım.

Shopify CEO'su Tobi Lütke girişimciliği özünü ifade etmenin aracı olarak tanımlıyor.
"Entrepreneurship is a tool for self expression."

Biz de ortaklarımla beraber kendimizi yansıttığımız, değerlerimizi paylaşan ekip arkadaşlarımıza da kendilerini ifade etme alanı açtığımız, doğru olduğunu inandığımız işler ortaya koyan, etki yaratan bir 21. yüzyıl şirketi inşa etmeye çalıştık / çalışıyoruz.

"Grow at all costs" zihniyetine inanmıyoruz, desteklemiyoruz.
Yatırım almayı düşünmüyoruz. "Exit" etmeyi düşünmüyoruz.
Sürdürülebilir bir şekilde büyümek istiyoruz.

Capslock podcast'te girişimcilik yolculuğum, değişen fikirlerim ve tabi ki Reflect Studio'yla ilgili Umut ve Erdem'le çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

İstersen podcast platformlarından dinleyebilir veya Youtube'tan izleyebilirsin.
Dinledikten, izledikten sonra düşüncelerini benimle paylaşırsan da çok sevinirim!

oku.png

HIGH OUTPUT MANAGEMENT

Andrew Grove

Kendi alanında büyük başarılara imza atan insanların en beğendiği / tavsiye ettiği kitapları, kitapların ana düşüncesini ve en fazla altı çizilen yerlerini 5 KİŞİ kitaplığında derledik.

Bu hafta bültende yer verdiğimiz kitap: "High Output Management"

unnamed (27).png

Kitabın Konusu:

Yazar Andrew S. Grove (eski Intel CEO'su) zor gözüken sorunları o sorunların arkasındaki sistem dinamiklerini belirleyip, sistemin parçalarının izolasyonda ve birbirleriyle beraber nasıl çalıştığını düşünüp anlatarak, basit bir şekilde çözüyor.

Kitapta en fazla altı çizilen yerler:

  • “İş arkadaşlarınızdan birinin 2.000 dolarlık bir ofis malzemesini çalmasına izin vermeyeceğiniz gibi kimsenin yönetici arkadaşlarının zamanını çalmasına da izin vermemelisiniz.”

  • “Zamanınızın tek sınırlı kaynağınız olduğunu, bir şeye evet derken bir başkasına kaçınılmaz olarak hayır demeniz gerekeceğini unutmayın.”

  • “Ne istediğinizi bilmiyorsanız onu elde edemeyeceğiniz mutlak bir gerçektir.”

  • Sonuçta kendine güvenmek, çoğunlukla kimsenin yalnız bir ticari karardan, zamansız bir harekette bulunmaktan ya da reddedilmekten ölmediğini fark etmekten gelir. İşletmenizdeki herkesin bunu anladığından emin olmalısınız.”

  • “Hiçbir planlamanın küreselleşme ya da bilişim devrimi gibi değişimleri öngöremeyeceğini fark etmeliyiz. Bu plan yapmamanız gerektiği anlamına mı geliyor? Hiç de değil. Planlarınızı itfaiye teşkilatı gibi yapmalısınız. Onlar da bir sonraki yangının nerede çıkacağını bilmiyor, o yüzden beklenmedik gelişmelere de sıradan olaylara olduğu kadar iyi yanıtlar verebilecek enerjik ve etkili bir ekip kurmak zorundalar.”

TOPRAĞI NADASA BIRAKMAK GİBİ...

Uzun zamandır yeni bölüm podcast çekemiyorum. Komünite buluşmalarına da katılamıyorum. "iş yoğunluğu"nu bahane ediyorum ama bir taraftan da bu duruma çok üzülüyorum.

İçinde bulunduğum durumu, rahatsızlığımı sevgili Gülsen'e aktarmıştım, ondan da izin alarak yanıtını paylaşıyorum. (Belki senin de bunları duymaya htiyacın vardır.)

"Varsın bu dönem biraz da uzak kal. Kim bilir, belki de dönüşün daha bir başka olur. Toprağı nadasa bırakmak gibi, yeşerir, dolar da gelirsin😊

Son 1,5 senede kendimde (ve aslında etrafımdaki hemen herkeste) fark ettiğim en büyük şey şu sanırım: hiçbir şey zorlayarak (ve o anki hakikatime ters düşüyorsa) olmuyor, gitmiyor. Hakikatine ve almaya hazır olduğu şeye ters düşen hiçbir şeyi görmüyor, duymuyor, almıyor insan gözüne gözüne sokulsa dahi! O yüzden "ne oluyorsa olabildiğince olsun canım" modu iyi geldi bana. O halimle de seveyim kendimi, ne var 🤭"

düşün.png

TOHUMU EKTİĞİN GÜN MEYVESİNİ YİYEMEZSİN

unnamed (28).png
Previous
Previous

#91 - "Öz şefkat" ve "Öz disiplin" dengesi

Next
Next

#89 - "Zor Zamanlarda Hayatta Kalmak"