Arzu Ünal: “Kafanın dışını değil, içini süsle.”
5 KİŞİ Podcast’in beşinci sezon ilk bölümünde Y&R İstanbul ajans başkanı Arzu Ünal’ı konuk ettik.
Arzu Ünal Kimdir?
Arzu Ünal, İngiliz Kız Lisesi’nin ardından 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu.
Kariyerine Procter and Gamble Türkiye Pazarlama Departmanı’nda başlaadı. 1992 yılında Young&Rubicam/Reklamevi’ne girdi. Müşteri temsilciliği, müşteri direktörlüğü ve müşteri ilişkileri yönetmenliği gibi ajansın değişik yönetim kademelerinde görev aldı.
1998 yılında Ajans 2. Başkanlığına getirildi. Bu dönemde 5 sene boyunca ajans çift haneli olarak büyüdü.2001 yılında Mediaedge:cia’nin kuruluşunda çalıştı ve 2001-2003 yılları arasında COO’su olarak görev yaptı. Bu iki sorumluluğu 2004 yılında Y&R’ın Ajans Başkanı olana kadar sürdürdü.2013 yılında Türkiye’nin en çok dijital ödüle sahip reklam ajansı C-Section ve Plasenta’nın Y&R bünyesine katılmasıyla beraber, Y&R Brands İstanbul daha da büyüdü.Şu anda Y&R Brands İstanbul’un CEO’su ve Y&R EMEA Yönetim Kurulu Üyedir. 2013 yılında Türkiye’nin en etkili kadın liderleri platformunda ‘Women to Watch: Fark Yaratan Kadınlar’ Yaratıcı Liderlik ödülünün sahibi oldu. WPP’nin gelecekteki üst düzey yöneticileri geliştirme ve danışmanlık programı olan X Factor Liderlik programına tüm Dünya’dan seçilen kadın liderlerden bir tanesidir. 2004 yılından beri Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi. Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’nin kurucu üyesidir. TurkishWin ve Boğaziçi ve Robert Mezunu Sanayici, İşadamı ve Yöneticiler Derneği, Sustainable Brands, BinYaprak danışma kurulu, YenidenBiz yönetim kurulu üyesidir. Yönetim Kurulunda Kadın projesinin seçilmiş 50 üyesinden birisidir.
Arzu Ünal’la Neler Konuştuk?
Annesi hayatında çok kritik bir rol oynuyor. Ona ”Kafanın dışını değil içini süsle?” diyor. Bu söz ne demek? Arzu Ünal için ne ifade ediyor?
Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji bölümünde okuyorken 1 sene tur rehberliği yapıyor. 18 yaşında dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insanlarla bu deneyim sana ne kattı?
NYU master’ına gidemiyor ve P&G’ye işe giriyor. Buna “İyi ki” diyor. Neden iyi ki ? Neye “iyi ki” diyeceğine nasıl karar veriyor? “Keşke”leri var mı ?
Hiç sıkılmadan 27 yıl bir kurumda müşteri temsilciliğinden ajans başkanlığına uzanan bir yol yürüyor.
(Kariyer başlangıcındayken gerçekten çok sevimli olmayan işleri yapman gerekebiliyor, yaratıcılığını kullanamadığın, “herkesin yapabileceği”, “sıradan” işler. Bizim jenerasyon bu işler yüzünden “anlamlı” bir işte çalışmadıklarını “işe yarar” hissetmediklerini, “yapmaları gereken şey”i yapamadıklarını söyleyerek işten ayrılıyor.)
Kariyerine henüz başlamamış veya kariyerinin başında olan insanların sabırsızlığıyla ilgili ne düşünüyor?
29 yaşında “%60 erkeksin” iltifatını alıyor.. 34 yaşındayken “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” denilerek “arkadaki kadın” olarak birileriyle tanıştırılıyor. Bunlar ona ne hissettirdi? Ne düşündü? Hayatında aldığı kararlara nasıl etki etti?
40 yaşında annesini kaybediyor. “2 karanlık yıl” geçiriyor. “Başarı formülü” değişiyor. Bu süreçte ne yaşadı? Nasıl dönüştü?