Zihninizi Nasıl Değiştirirsiniz?

Tavsiye Edenler

Amelia Boone, Aubrey Marcus, Hamilton Morris, Naval Ravikant, Paul Stamets, Peter Attia, Tim Ferriss, Vinod Khosla, Yuval Noah Harari

Kitabın Konusu

How to Change Your Mind psychedelic ilaçların , 1960'ların çalkantılı altın çağından sonuçta ortaya çıkan karşı hareket ve tepkilere kadar uzanan uzun ve hikayeli geçmişini anlatıyor. Pollan, bu araştırma alanındaki son yeniden canlanmanın yanı sıra bir "zihinsel yolculuk" yoluyla kendi kişisel psikedelik kullanımı üzerine yaptığı haberle, sadece uyuşturucuların mekaniklerini değil, aynı zamanda insanın iç işleyişini de aydınlatmaya çalışıyor.

En Çok Altı Çizilen Bölümler

“Bilincinizin yeterince derinine inerseniz kutsal olana çarparsınız. Bu bizim yarattığımız değil, orada keşfedilmeyi bekleyen bir şeydir. Bu da inananlara olduğu kadar inançsızların da başına gelir.’ Ayrıca uyuşturucular aracılığıyla ya da başka bir şekilde ulaşılan bu mistik bilinç deneyimleri, dinlerin temelini oluşturur. (Richards bu yüzden psikedelik maddelerin ilahiyat öğrencilerinin eğitimlerinin parçası olması gerektiğini savunur) Üçüncü olarak da bilinç zihinlere değil, evrene aittir. Bu soruda o da insan zihnini dışarıdaki enerji ve bilgi frekanslarını yakalayabilen bir radyo alıcısına benzeten Fransız filozof Henri Bergson’la aynı fikirdedir. Burada bir benzetmeye başvuran Richards şunları söyler: ‘Haberleri sunan sarışını bulmak istiyorsanız onu televizyon takımınızın içinde aramazsınız.’ Televizyon takımı insanların zihni gibi gereklidir, ama yeterli değildir.”

“Hayattaki görevimiz, kendimizi ânın etkisine teslim ederek korku ve beklentilerimizi bırakmaktan ibarettir.”

“‘Manevi’ sözcüğün zıttı genellikle ‘maddidir’. En azından bunu sorgulamaya başlamadan önce maneviyatın metafiziğe dair bir soruyu tetiklediğine inanıyordum. Şimdiyse ‘bencilin’, ‘manevinin’ zıttı olarak çok daha iyi ve kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Benlik ve Ruh spektrumun iki ucunu tanımlar, oysa spektrumun bizim için anlamlı olması için cennete kadar uzanmasına gerek yoktur. Burada, Dünya’da da kalabilir. Egodan arındığımızda, hem benliğimize hem de kişisel çıkarlarımıza dair sınırlı anlayışımızdan da arınırız. Yerini ise hayatta neyin önemli olduğuna dair daha geniş, daha açık yürekli ve diğerkâm (yani daha manevi) bir anlayış alır. Bağ kurmanın, sevmenin, bunları nasıl tanımlıyorsak artık, öne çıktığı bir anlayıştır bu.”

“Alışkanlık şüphesiz çok kullanışlı, yeni bir görev ya da durumla karşı karşıya kaldığımızda bizi karmaşık zihinsel süreçler işletmek mecburiyetinden kurtarıyorlar. Öte yandan bizi dünyaya karşı uyanık kalmaktan, katılım göstermekten, hissetmekten, düşünmekten, bilinçli şekilde (zorunluluk yerine özgürlükle) hareket etmekten de alıkoyuyorlar. Zihinsel alışkanlıkların bizi deneyimlemeye nasıl kör ettiğini hatırlamak isterseniz tanımadığınız bir ülkeyi ziyaret edin. Birden uyanırsınız! Gündelik hayatın algoritmaları baştan, neredeyse sıfırdan başlar. Bu yüzden psikedelik maddelerle ilgili yolculuk benzetmeleri çok yerinde. Yetişkin zihninin verimliliği, her ne kadar faydalı olsa da bizi âna karşı körleştiriyor. Hızla sıradaki şeye atlıyoruz. Deneyimlere yapay zekâ programları gibi yaklaşıyoruz, zihnimiz günümüzün verilerini geçmişin değerlerine çeviriyor, biz de ilgili deneyimi hatırlamak için geçmişte yolculuğa çıkıyor, sonra geleceği öngörmek ve yönlendirmek için onu kullanarak tahminlerde bulunuyoruz. Bize seyahati, sanatı, doğayı, çalışmayı ve bazı uyuşturucu maddeleri salık veren şeylerden biri de bu deneyimlerin geriye ve ileriye dönük her türlü zihinsel yola engel olması, bizi ânın gerçekten olağanüstü akışına daldırmasıdır. Buradaki olağanüstülük, yetişkin zihninin kendini kapadığı (ne verimsiz!) ilk görüşün ya da fark etme biçiminin sınırsızlığıyla birlikte geliyor. Ne yazık ki çoğunlukla yakın gelecekte yaşıyorum, zihinsel termostatım ufak ufak ısınıyor, sıklıkla da endişeleniyorum. İşin iyi yanı nadiren şaşırıyorum. İşin kötü yanı nadiren şaşırıyorum.”

Previous
Previous

Siyah Kuğu

Next
Next

Yalın Startup