Sapiens
Tavsiye Edenler
Ashton Kutcher, Bill Gates, Daniel Ek, James Cameron, Joe Rogan, Keith Rabois, Lex Fridman, Mark Zuckerberg, Naval Ravikant, Peter Attia, Ray Dalio, Reid Hoffman, Richard Branson, Ryan Shea, Sam Kass, Sebastian Junger, Vinod Khosla, Whitney Cummings, Kishore Biyani, Demis Hassabis
Kitabın Konusu
Yuval Noah Harari, “100 bin yıl önce yeryüzünde en az altı farklı insan türü vardı. Günümüzdeyse sadece Homo Sapiens var. Diğerlerinin başına ne geldi ve bize ne olacak?” sorusunun peşinden gidiyor.
En Çok Altı Çizilen Bölümler
“Bir maymunu size muzunu vermeye ikna edebilmeniz için, ona öldükten sonra maymun cennetinde sınırsız muz vaat etmeniz yeterli olmaz.”
“İnsanların Hıristiyanlık, demokrasi ya da kapitalizm gibi hayali düzenlere inanmasını nasıl sağlarsınız? Öncelikle bu düzenin hayali olduğunu asla itiraf etmezsiniz.”
“Kültür, yalnızca doğaya aykırı olanı yasakladığını iddia eder. Oysa biyolojik bir bakış açısından hiçbir şey doğaya aykırı değildir. Mümkün olan her şey, tanımı gereği doğaldır. Gerçekten doğal olmayan, doğanın kanunlarına aykırı bir davranışın var olması mümkün değildir, o yüzden onu yasaklamaya da gerek kalmaz.”
“Tutarlılık, sıkıcı zihinlerin oyun alanıdır.”
“Budizm’e göre ıstırapların kaynağı acı ya da üzüntü, hatta anlamsızlık hissi değildir. Istırapların kaynağı daha ziyade gelip geçici hisleri manasızca takip etmektir, bu da sürekli gergin, yorgun ve memnuniyetsiz olmamıza neden olur. Bu takip yüzünden zihnimiz asla tatmin olmaz. Keyif alırken bile memnun değildir, çünkü bu hissin hızla kaybolmasından korkar, onun kalıcı olmasını ve yoğunlaşmasını arzular. İnsanların ıstıraplarından kurtulmaları şu ya da bu kısa süreli hazları deneyimlemelerine değil, hislerin gelip geçiciliğini anlamalarına ve bunu arzulamayı bırakmalarına bağlıdır. Budizm’in meditasyon pratiklerinin amacı budur. Meditasyonda zihninizi ve bedeninizi gözlemlemeniz, tüm hislerinizin anlık ortaya çıkışlarına ve geçişlerine şahit olmanız, onların peşinden koşmanın ne denli anlamsız olduğunu fark etmeniz gerekir. Peşinden koşma çabası sona erdiği an zihin rahatlar, berraklaşır, tatmin olur. Her türlü his (mutluluk, öfke, sıkıntı, şehvet) ortaya çıkmaya ve geçmeye başlasa da belirli hisleri arzulamayı bıraktığınızda onları oldukları gibi kabul edebilirsiniz. Olabileceklerin hayalini kurmak yerine ânı yaşarsınız. Sonuçta ortaya çıkan dinginlik, hayatları boyunca delirmiş gibi hoş hislerin peşinden koşanların hayal edemeyeceği kadar dinginlik vericidir. Bu, onyıllardır deniz kıyısında bekleyen, bazı ‘iyi’ dalgaları benimseyip onların dağılmasını engellemeye, ‘kötü’ dalgaların yaklaşmasına engel olmaya çalışan bir adama benzer. Her gün sabahtan akşama kadar plajda duran bu adam, bu verimsiz uğraş uğruna kendini deli eder. Sonuçta da kumlara oturur ve dalgaların diledikleri gibi gelip gitmelerine izin vermek zorunda kalır. Aman ne huzurlu!”
“Genç üniversite mezunlarından kaçı büyük firmalarda zorlu işlere girmiş, otuz beşine geldiklerinde işi bırakıp gerçek ilgi alanlarının peşinden koşabilecek parayı kazanabilmek için çok çalışacaklarına dair antlar içmiştir? O yaşa geldiklerinde de ev kredileriyle, çocukların okul masraflarıyla, şehir merkezine hane başına en az iki araç gerektirecek mesafedeki evleriyle, bu hayatın iyi şarap içip yurtdışında pahalı seyahatlere çıkmadan anlamsız olduğuna dair bir anlayışla mücadele etmeye başlarlar. Ne yapacaklar, hazırdan mı yiyecekler? Hayır, daha da çok çaba sarf ederek köle gibi çalışmaya devam ederler.”
“Tarihin birkaç demir kanunundan biri lükslerin gereksinime dönüşmesi, sürekli yeni mecburiyetler doğurmasıdır.”
“Tarih, başka herkes tarla sürerken ve su kovaları taşırken birkaç kişi tarafından yazılmıştır.”
“‘Doğayı yok eden’ modern endüstri ile ‘doğayla uyum içinde’ yaşayan atalarımız arasındaki romantik karşıtlık temelsizdir. Sanayi Devrimi’nden çok önce de tüm organizmalar arasında en çok bitki ve hayvan türünün neslinin tükenmesine yol açma rekoru homo sapiens’teydi. Yaşamın tüm kayıtları göz önüne alındığında en ölümcül tür olarak ayırt edilebiliyoruz.”